Kadınları mutlu etmek zor değildir aslında,
yeter ki samimi olun onlara.
Çiçek almayı unuttum değil; param yoktu deyin mesela.
Patron mesaiye bıraktı değil, arkadaşlarla çıkacağız deyin onlara.
Arkadaşlarınızla çıkmanıza kızıp, dudak düşürüyorlarsa da;
sizle daha çok vakit geçirmek içindir o tafralar da.
Yoksa turşunuzu kurmayacaklar;emin olun hiç bir zaman asla.
Aldığınız çiçekler değildir onları mutlu eden, duygularınızı somutlaştırıp kalbinizi ellerine bırakıvermenizdir;
yüzlerindeki çocukça tebessümü ettiren.
Ve kalbinizin çiçeklere dönüşmüş halidir onları güldüren.
Bu yüzden vazgeçemez kadınlar çiçeklerden,
o çiçekleri kalbinize benzettiklerinden.
Yoksa çiçek çok da önemli değildir,
zira ben hiç görmedim kadınlardan çiçek yiyen.
Sahiplenilmeyi sever kadınlar;
“kendi ayakları üstünde durma felsefeleri”
güçlü görünme kaygısından.
Hesap sorar gibi değil, tebessümle
“nerdeydin” dediğiniz zaman; size tüm günü anlatıverirler o an.
Ama sıkıldığınızı belli etmeyin; otobüste bi kaç durak ayakta gittikten sonra, biraz oturup tekrar yaşlı teyzeye yer vermek zorunda kaldığını da anlattığı zaman.
Dinlenilmeyi sever kadınlar;
düşüncelerine değer verildiğinde eşsiz bir huzura kavuşurlar.
Düşüncelerine değer verdiğiniz an,
yine karlı çıkan siz olursunuz o zaman,
sizi yere göğe sığdıramazlar;
o kadar büyürtürler ki taşırırlar sizi odalardan sokaktan.
Çocuktur aslında bütün kadınlar; bu yüzdendir nazlanmalar;
elinde değildir ki;
hala içindedir elinde pamuk şekeri
saçında kurdelayla koşturan küçük kızlar.
Ve annedir bütün kadınlar;
bu yüzden her zaman sizden bir adım ötede yaşarlar;
çünkü geleceğinizi onlar kurarlar.