Yaşlı kadın tarlanın orta yerinde bir yaygara koparmıştı.
-“Demedim mi sana benim bahçemden geçme diye… Her defasında inadına yapar gibi farklı yerden geçiyorsun birde… Ayıp ayıp delikanlı halinle, şu yaşlı kadının hakkını yemeğe utanmıyor musun? Koskoca yol duruyor orda görmüyor musun?-” deyince diğer tarlalardaki herkes toplanmıştı başlarına…
Delikanlının yüzü kıpkırmızı olmuştu… O an muhtarda olay yerine gelmiş ve yaşlı kadının söylediğine hak verircesine, elinde su kovaları olan delikanlıyı bir kenara çekmişti…Ve,
-“Oğlum yoldan geçsen olmaz mı?.. Burası gideceğin yere kestirme de değil. Hem ne diye geçersin kadının tarlasından? Rızası yok işte.-” deyince delikanlı mahsun mahsun bakmıştı tarlaya…
Ve şöyle demişti üzülerek:
-“Her gün evime bu kovalarla su taşırım… Eve gidene kadar ise kovalarımdan damla damla yerlere dökülür sular… Gördüm ki yaşlı teyzem çiçeklerini sulayamıyor… Her defasında tarlasının farklı yerinden geçmek istedim bende-” der…
Muhtar o an mevsimin en kurak zamanı yemyeşil görünen kadının çiçek tarlasına bakar… Delikanlının kovalarından damla damla dökülen sulardan beslenen rengarenk çiçekler cıvıl cıvıl açmıştır… Bakmak var.. görmek vardır hayatta… Hırsla, kinle bakarsak göreceğimiz hep olumsuzluklar olacaktır… Sevgiyle bakarsak ise güzellikler görünür gözümüze …